VESAYETİN DÜNÜ-BUGÜNÜ

Bu satırların yazarının da içinde yer aldığı Türkiye’nin siyaset ve anayasa teorisyenlerinin en azından bir kısmının 1990’lı ve 2000’li yıllar boyunca siyasî rejimimizin tahlilinde en çok başvurdukları kavramlardan biri, hatırlanacağı gibi, “vesayet” idi: Cumhuriyet’le birlikte Türkiye bürokratik-Kemalist bir vesayet rejimi altına girmişti ve bir türlü tam olarak demokratikleşememesinin temel nedeni de en başta buydu. Aşağı-yukarı…

Read More

LİBERAL TUTARLILIK MESELESİ

  “Liberaller”in güncel siyasete ilişkin olarak nasıl bir pozisyon aldıkları ve bu pozisyon alışların ilkesel bakımdan tutarlı olup olmadığı öteden beri sorgulanır. Bu bağlamda hem liberallerin kendi referans çerçeveleriyle tutarlı davranıp davranmadıkları, hem de daha genel olarak ahlâkî tutarlılıklarını koruyup korumadıkları sorgulanmak istenir. Birincisinde liberal ilkelerden, ikincisinde ise ahlâkîlikten sapma olup olmadığının tespiti söz konusudur….

Read More

LİBERALİZM GERİLİYOR MU?

I. Geçenlerde, kendisi de liberal eğilimli olan bir arkadaş günümüzde liberalizmin dünyanın her yerinde gerilemekte olduğunu ve bunun neden ileri geldiğini merak ettiğini söyledi. Bu denemede bu soruya bir cevap vermeye çalışacağım. Ama önce, liberalizmin gerilemekte olduğuna ilişkin gözlem hakkında birkaç söz söylemem gerekiyor. Liberalizmin günümüzde gerilemekte olduğu, bana göre kısmen doğru kısmen yanlış bir…

Read More

BAŞKANLIK SİSTEMİ, LATİN AMERİKA TECRÜBESİ VE TÜRKİYE

GİRİŞ Aşağı yukarı son kırk yıldır Türkiye’nin siyasî gündeminden hükümet sistemi tartışmaları hiç eksik olmadı. Bu tartışma 70’li yılların sonlarından buyana, esas itibariyle, parlamenterizme karşı başkanlık veya yarı-başkanlık sistemi ekseninde gerçekleşti. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesini öngören 2007 tarihli Anayasa değişikliği her ne kadar o sıralar yaşanan bir “anayasa krizi”ne cevap olarak ortaya çıktıysa…

Read More

AKP’NİN ANAYASASINA DAİR

Adalet ve Kalkınma Partisi nihayet beklenen hamlesini yaparak, Anayasa değişikliği teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu. Teklifin ana amacı Tayyip Erdoğan’nın gönlünde yatan başkancı rejimi anayasallaştırmak olmakla beraber, bu vesileyle Anayasa’da başka değişiklikler de yapılmak isteniyor. Bu değişikliklerin ne yazık ki az bir kısmı iyi yönde. Önce doğrudan doğruya hükümet sistemiyle ilgili olmayan bu değişikliklerin…

Read More

BAŞKANLIK SİSTEMİ VE TÜRKİYE’YE UYARLANABİLİRLİĞİ

I. Başkanlık sistemi, bilindiği gibi, bir “hükümet sistemi” modelidir. Hükümet sistemleri bize bir devlette, esas olarak, yasama ve yürütme fonksiyonlarının, bu fonksiyonlara karşılık gelen yetkilerin ve onları yerine getirecek olan organların nasıl organize edildiklerini ve bu organların birbirleriyle ilişkilerinin nasıl düzenlendiğini gösterirler. Anayasa ve siyaset teorisinde aşağı yukarı 1970’ler sonlarına kadar, başlıca üç hükümet sistemi…

Read More

“MEDENİYET İNŞASI”

Son zamanlarda, İslâmcılar ile kimi dindar-muhafazakâr çevrelerin “medeniyet inşâsı” kavramı etrafında yeni bir söylem geliştirdikleri dikkati çekiyor. Nitekim, bir süredir şurada burada “medeniyet inşâsı” veya “değerler inşâsı” başlığı altında toplantılar tertip ediliyor, nutuklar atılıyor, yazılar yazılıyor. Hemen söyleyeyim. Ben bu söylemde hem bir samimiyetsizlik seziyor, hem de bir naiflik görüyorum. Ayrıca bir de “kibir” tarafı…

Read More

ÖZGÜR TOPLUMUN TEMELLERİ

Özgür toplum Ferdinand Tönnies’in tanımladığı anlamda bir “cemiyet” (gessellschaft) temeli üstünde yükselebilir. Modern bir sosyolojik fenomen olarak cemiyet geleneksel “cemaat” (gemeinschaft) tipi formasyonun alternatifidir. Kapalı bir grup niteliğindeki cemaati karakterize eden duygudaşlık ve dayanışma olduğundan, onda bireyselliğe yer yoktur; cemaat üyeliğe değil aidiyete dayanır. Cemaat hayatı ortak anlayış ve değerlere ve bunların muhafazasına dayanır. Cemaatte…

Read More

YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLER

  GENEL ESASLAR Evrensel bir bakışla, anayasa yapmanın başlıca iki amacı olduğu söylenebilir. Birincisi devlet iktidarını sınırlandırmaktır. Bu da, her şeyden önce, “insan hakları”nı kamu gücünü kullananların keyfi müdahalesinden korumayı, “hukuk devleti” güvencelerini ve yatay (işlevsel) ve dikey (idari) kuvvetler ayrılığını anayasallaştırmayı gerektirmektedir. Gerek hukuk devletinin gerekse kuvvetler ayrılığının gerekleri arasında en başta yargının bağımsızlık…

Read More

YARGININ FORMASYON VE ZİHNİYET SORUNU

Hukukun üstünlüğünün başka birçok gereği yanında, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının sağlanması da epey bir zamandır Türkiye’nin temel sorunlarından biridir. 2000’lerin başlarına kadar, muhafazakârlar ve İslâmcılar bunun devlete Kemalist ideolojinin hâkim olmasından ileri geldiğini düşünüyorlardı. Oysa, 90’ların başlarından beri yazageldiğim gibi, aslında mesele devletin şu veya bu belirli ideolojiye değil, herhangi bir ideolojiye bağlı olmasından kaynaklanmaktadır….

Read More