“MEDENİYET İNŞASI”

Son zamanlarda, İslâmcılar ile kimi dindar-muhafazakâr çevrelerin “medeniyet inşâsı” kavramı etrafında yeni bir söylem geliştirdikleri dikkati çekiyor. Nitekim, bir süredir şurada burada “medeniyet inşâsı” veya “değerler inşâsı” başlığı altında toplantılar tertip ediliyor, nutuklar atılıyor, yazılar yazılıyor. Hemen söyleyeyim. Ben bu söylemde hem bir samimiyetsizlik seziyor, hem de bir naiflik görüyorum. Ayrıca bir de “kibir” tarafı…

Read More

ÖZGÜR TOPLUMUN TEMELLERİ

Özgür toplum Ferdinand Tönnies’in tanımladığı anlamda bir “cemiyet” (gessellschaft) temeli üstünde yükselebilir. Modern bir sosyolojik fenomen olarak cemiyet geleneksel “cemaat” (gemeinschaft) tipi formasyonun alternatifidir. Kapalı bir grup niteliğindeki cemaati karakterize eden duygudaşlık ve dayanışma olduğundan, onda bireyselliğe yer yoktur; cemaat üyeliğe değil aidiyete dayanır. Cemaat hayatı ortak anlayış ve değerlere ve bunların muhafazasına dayanır. Cemaatte…

Read More

YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLER

  GENEL ESASLAR Evrensel bir bakışla, anayasa yapmanın başlıca iki amacı olduğu söylenebilir. Birincisi devlet iktidarını sınırlandırmaktır. Bu da, her şeyden önce, “insan hakları”nı kamu gücünü kullananların keyfi müdahalesinden korumayı, “hukuk devleti” güvencelerini ve yatay (işlevsel) ve dikey (idari) kuvvetler ayrılığını anayasallaştırmayı gerektirmektedir. Gerek hukuk devletinin gerekse kuvvetler ayrılığının gerekleri arasında en başta yargının bağımsızlık…

Read More

YARGININ FORMASYON VE ZİHNİYET SORUNU

Hukukun üstünlüğünün başka birçok gereği yanında, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının sağlanması da epey bir zamandır Türkiye’nin temel sorunlarından biridir. 2000’lerin başlarına kadar, muhafazakârlar ve İslâmcılar bunun devlete Kemalist ideolojinin hâkim olmasından ileri geldiğini düşünüyorlardı. Oysa, 90’ların başlarından beri yazageldiğim gibi, aslında mesele devletin şu veya bu belirli ideolojiye değil, herhangi bir ideolojiye bağlı olmasından kaynaklanmaktadır….

Read More

“ÖZGÜRLÜK ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ” NİÇİN KURULDU?

I. Özgürlük Araştırmaları Derneği’nin (ÖAD) kuruluşunun 3. yılı içindeyiz. Bu vesileyle, bizi ÖAD’yi kurmaya yönelten temel düşünceleri ve ÖAD’nin kuruluş amaçları hakkındaki kişisel görüşlerimi okuyucularla paylaşmak istiyorum. Hatırlarsanız, ÖAD’nin kurulduğu 2014 yılı Türkiye’yi hızla otoriter bir rejime doğru sürükleyen gelişmelerin ardı ardına yaşandığı bir döneme rastlıyordu. Yine herkesin bildiği gibi, otoriterliğe gidişin 2013’ten itibaren öne…

Read More

AYNILIK, FARKLILIK VE MESAFE

Başta Sabancı Üniversitesi olmak üzere, kimi üniversitelerde öğrencilerin 2. sınıftan sonra Bölüm değiştirebilmelerine imkán vermelerini, halihazırdaki üniversiteye giriş sistemi çerçevesinde YÖK eşitliğe aykırı görüyor ve buna izin vermiyormuş. Bunun mevcut yükseköğretim sisteminin üniversite özerkliğini tanımadığını gösterdiğini şimdilik bir yana bırakalım. Ama YÖK’ün bu tutumu aynı zamanda farklılık karşısında alınan bir tavrı da yansıtmaktadır ki, bu…

Read More

LİBERAL ZEMİN OLMADAN DEMOKRASİ OLMUYOR

Türkiye’nin bu yöndeki yaklaşık bir buçuk asırlık çabası ne yazık ki, pekişmiş ve istikrarlı bir anayasal-demokratik yönetimle sonuçlanmadı. Bunun nedenlerini anlama ve açıklama sadedinde en çok vurgulanan hususlardan biri, belki de birincisi, neredeyse periyodik hale gelmiş olan askerî müdahalelerin olumsuz etkisidir. Bu doğrudan müdahaleler yanında, Türkiye’nin siyasî sisteminin karakteristik bir özelliği olan “askerî-bürokratik vesayet”in de…

Read More

AKP 24 ANAYASASINA GERİ Mİ DÖNÜYOR?

Küreselleşme literatürüne aşina olanlar klasik egemenlik anlayışının gitgide temelsiz hale geldiğini, devletleri içte de dışta da egemen özneler olarak tanımlamaya devam etmenin artık gerçekçi olmadığını bilirler. Küreselleşmenin ulus-devletleri uluslararası alanda olduğu kadar ülke içinde de yegâne özneler olmaktan çıkardığı genellikle kabul edilir. Ben bu gelişmeden bağımsız olarak, tamamen özgürlük ve hukukun üstünlüğü mülâhazalarıyla, öteden beri…

Read More

IONNA KUÇURADİ

Prof. Dr. Ionna Kuçuradi’yi bilenler bilir. Felsefe tahsil etmiş başka birçok meslektaşından farklı olarak, Kuçuradi “felsefeci” değil, filozoftur. Yani o, bütün mahareti daha önce başka filozofların söylediklerini aktarmaktan ibaret olan felsefe akademisyeni olmak yerine, felsefî düşünme becerisi geliştirmiş ve kendine ait “felsefesi” olan bir filozoftur. Ben onun kamusal siyasetle ilgili olarak kendine özgü felsefî yöntemle…

Read More

NEDEN BİZİM DE BİR KANUNUMUZ YOK?

Zaman zaman “Niye bizim de bir kanunumuz yok?” diye şikayet eden insanlar görür veya duyarsınız. Hatta kimileri “bizim de bir kanunumuz olsun”u ana davaları haline getirir ve böylece ömürlerini kendi hayat alanla¬rını devletin düzenlemesi için çalışmakla geçirirler. Bürokratlar da sıkça buna paralel bir iddiayla ortaya atılırlar: “Bu alanın kanunla düzenlenmesi lazım.” Bürokratların –devletin- bu konudaki…

Read More