ESKİ DİL YENİ DİL

Bugün sütunumda yaklaşık 20 yıl önce başka bir gazetede yayımlanmış olan bir yazımı paylaşmak istiyorum: ‘’Bana zaman zaman yöneltilen eleştirilerden biri, yazılarımda sık sık “Osmanlıca” kullandığımdır. Hemen söyleyeyim ki, bu eleştiriye hak veremiyorum. Benim yazarken ve konuşurken bugün artık pek kullanılmayan kelimeleri zaman zaman kullandığım doğrudur. Ama sırf bu tercihimden dolayı kullandığım dile her halde…

Read More

ÇOĞUNLUKÇULUKTAN ÇOĞULCULUĞA GEÇEBİLECEK MİYİZ?

Geçen yazıda en geç bir yıl içinde gerçekleşmesi muhtemel bir iktidar değişiminin gündeme getirebileceği yeni anayasa yapımında çoğulculuk ve kültürel çeşitliliğin gereklerinin dikkate alınması gerektiğini anlatmaya çalışmıştım. Bugün bu meseleyi ‘’çoğunlukçu demokrasi’’ tuzağına düşmekten kaçınma ihtiyacıyla bağlantılı olarak tekrar ele almak istiyorum.  Çoğulculuğun aslında iki farklı anlamı var. İlk anlam tasvirîdir ve toplumun kültürel olarak…

Read More

YENİ ANAYASA TARAFSIZLIK VE KÜLTÜREL ÇEŞİTLİLİK

Önümüzdeki bir yıl içinde gerçekleşecek olan yasama ve yürütme organları seçimi aynı zamanda Türkiye’nin anayasal yenilenme sürecinin de başlangıcı olacaktır, olmak zorundadır. Hâlihazırda uygulanmakta olan otoriter Başkancı rejimden geri dönüş için muhalefetin bir süredir yapmakta olduğu hazırlıkların anlamlı olması, güdülen amacın hükûmet sistemi değişikliğiyle sınırlı kalmamasına ve kapsamlı bir dönüşüm programını hedeflemesine bağlıdır. Çünkü devlet…

Read More

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN ZORUNLU DİN DERSLERİNE İLİŞKİN KARARININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Anayasa Mahkemesi orta öğretimde öğrenci olan çocuğunun ‘’din kültürü ve ahlâk bilgisi’’ dersinden muaf tutulması talebi reddedilen bir yurttaşın yaptığı başvuruyu kabul ederek bu uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ihlâl ettiğine ilişkin 7 Nisan tarihli kararının gerekçesini nihayet açıkladı. Bilindiği gibi, 1982 Anayasası (m. 24/4) ‘’din kültürü ve ahlâk öğretimi’nin ilk ve orta öğretim…

Read More

ANAYASAL YENİLENME İÇİN ZİHNİYET DEĞİŞİMİ

Türkiye’nin bugünkü acil ihtiyacı siyasî iktidarın barışçı yoldan değişmesidir. Gerçekleşmesi halinde anlamlı olması ise iktidar değişiminin carî rejimin özgürlükçü-demokratik yönde değişmesine götürecek bir süreci başlatmasına bağlıdır. Yoksa, AKP kadrolarının yerini muhalefet karolarının alması kendi başına bir anlam ifade etmez. ‘’Rejimin özgürlükçü yönde değişmesi’’ dendiğinde, bu ilk anda anayasal sistemin bütünüyle yeni baştan dizayn edilmesini veya…

Read More

ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK VE DEMOKRASİ

Siyaset teorisi literatüründe demokrasiden bir “ideoloji” olarak söz edildiği vaki olmakla beraber, demokrasiyi bir “felsefe” olarak nitelemek pek yaygın değildir. Zaman zaman onun bir “hayat tarzı” olduğu söylenirse de, demokrasi genellikle siyasi rejim türleri arasında ele alınır. Yine de, bir felsefe olarak demokrasiden değilse de, “demokrasinin felsefesi”nden bahsedildiği durumlar vardır. Ne var ki, bugün demokrasi…

Read More

MUHALEFETTEN NE BEKLEYEBİLİRİZ?

Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken siyasetteki belirsizlikler devam ediyor. Ne seçimlerin tam olarak ne zaman yapılacağı belli, ne de Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı… Bir önceki yazımda açıkladığım gibi, bu ikisi bir anlamda birbirine bağlı. Bence bunlardan daha önemli olan, muhalefetin nasıl bir strateji ve programla seçime gideceğinin belirsiz olmasıdır. Öyle görünüyor…

Read More

İNSAN ONURU, DİN VE AHLÂK

Ahlâk meselesini bir dinî Bayram gününde ele almanın Türkiye toplumu için çok anlamlı olduğu kanaatindeyim. Böyle düşünmemin birbirine bağlı olan başlıca iki nedeni var. İlk neden şudur: İtiraf edelim, biz pek de ahlâklı bir toplum sayılmayız. İskoç Aydınlanması düşünürleri, “insanları insiyakî olarak birleştiren ve toplum içinde onları incelik ve dostluk duygularıyla harekete geçiren” ahlâk duygusunun,…

Read More

TAYYİP ERDOĞAN ÜÇÜNCÜ DEFA CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLİR Mİ?

Malum, genel seçim eşiğinde olmamız birçok mesele yanında bir de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilip seçilemeyeceği sorununu gündeme getirmektedir. Bu konuda Anayasa hükümleri gayet açıktır: Anayasa’nın 101. maddesi bir kimsenin ‘’en fazla iki defa’’ cumhurbaşkanı seçilebileceğini belirtmektedir. Bu kurala yine Anayasa 116. maddesiyle bir istisna -tek bir istisna- getirmiştir. Buna göre, Cumhurbaşkanının ikinci döneminde TBMM…

Read More

DEVLET DEVLETLİĞİNİ YAPAR POLİS POLİSLİĞİNİ

Devlet dediğimiz fenomen aslında bir cebir organizasyonudur. Vaktiyle Max Weber bir siyasî birlik olarak devletin ancak kendisine mahsus olan araçla, yani fizikî güç kullanımıyla tanımlanabileceğini söylemişti. Buna göre de devlet, ‘’belli bir ülkede meşru fizikî güç kullanımında tekel iddiasını başarıyla sürdüren [örgütlü] bir insan topluluğu’’ demekti. Geçmişte yaşanmış ve halen yaşamakta olduğumuz sayısız olay devleti…

Read More