GÜVENLİK DEVLETİNİN KONSOLİDASYONU

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) bugünlerde kuruluşunun 18. yılını kutluyormuş. Bu arada ben de merak ediyorum, AKP’liler neyi kutluyorlar acaba diye?… Demokrasi, özgürlük ve refah vaadiyle yola çıktıktan 18 yıl sonra Türkiye’yi bir ‘’güvenlik devleti’’ne dönüştürme konusunda gösterdikleri ‘’başarıları’’nı mı kutluyorlar?… Sahiden, tipik bir güvenlik devleti rejimi olan ‘’28 Şubat’’ın başlıca mağduru olma konumundan, Millî…

Read More

SİYASÎ MODERNLİK VE MEDENÎLİK

Malum, Türkiye’nin modernleşme macerasının iki yüzyılı aşkın bir geçmişi var. Pek kısa sayılamayacak bu süre içinde önce mutlak monarşiden anayasal monarşiye (meşrutiyete), oradan cumhuriyete ve nihayet demokrasiye geçtik. Bu dönemde tabiatıyla yönetici kadrolar değişti, siyasî partiler ortaya çıktı ve ayrıca hükümet sisteminde de kısmî veya köklü değişiklikler meydana geldi. Ne var ki, bütün bunlara rağmen,…

Read More

KIBRIS’TA ÂDİL BİR ÇÖZÜM ŞART

Kıbrıs’ın halihazırdaki siyasî yapısı tuhaftır. Şöyle ki: KKTC uluslararası hukuka göre bir devlet sayılmadığı için, ”Kıbrıs Cumhuriyeti”  resmî ”ülkesi”nde yaşayan nüfusun aşağı yukarı üçte birini temsil eden kurumlardan yoksun olan bir ”demokrasi”dir. Bu nedenle, Kıbrıs Türkleri Kıbrıslı Rumlarla eşit haklara sahip tam vatandaş statüsü kazanmadıkları, devletin temel yapısında temsil edilmedikleri ve kamu kurumlarında görev alamadıkları…

Read More

NASIL BİR EĞİTİM

Türkiye’nin eğitim-öğretim sistemi bugün itibariyle iflâs etmiş durumdadır. Gerçi öteden beri durumu pek parlak değildi ama AKP iktidarının bugün getirdiği noktada bu sistem tamamen çıkmaza saplanmış bulunuyor. Nitekim, son yıllardaki bütün göstergeler orta öğretimi tamamlayıp yükseköğretimin eşiğine gelen öğrencilerin çok büyük çoğunluğunun, bırakınız üniversite tahsili için gerekli olan standartlara erişmiş olmayı, gündelik hayat için gerekli…

Read More

SİYASÎ BİR KURUM OLARAK HUKUK

  Hukuka ilişkin özellikle liberal tahayyül “hukuk”un kısmî özerkliği ve evrensel bir özü bulunduğu konusunda ısrarlıdır. Hukukçular da genellikle hukuku özerk bir sistem olarak ele alır ve onun siyasetle bağlantısını ihmal ederler. Oysa hukuk aynı zamanda siyasî bir kurumdur. Bununla kastedilen, hukukun tamamen siyaset tarafından şekillendirildiği değildir. Gerçi, modernlik bağlamında hukuk esas olarak yaratılan veya…

Read More

DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK

  Giriş Demokrasi, kadim Grek uygarlığını bir yana bırakırsak, aşağı yukarı iki asırdan fazla bir süredir medenî dünyanın önde gelen siyasî idealleri arasında yer almaktadır. Ancak, hiç de kısa sayılamayacak bir süredir insanoğlunun değerler dünyasında sahip olduğu bu ayrıcalıklı konumuna rağmen, bugün halâ bu kadim idealin anlamı üzerinde tam olarak mutabakat olduğu söylenemez. Bu özellikle…

Read More

TÜRKİYE’Yİ DÜZLÜĞE ÇIKARMAK

Geçen haftaki yazımda Türkiye’nin normalleşmesi ve özgürlükçü-demokratik bir sisteme geçebilmesi için en başta yeni bir siyasî perspektife ihtiyacımız olduğunu anlatmıştım. Siyasî sistemimizin o yazıda ana ilkelerini   özetlediğim perspektif doğrultusunda yenilenmesi, elbette önce genel olarak toplumda bu yönde bir istek ve iradenin varlığına bağlıdır. Ayrıca, bu konuda istekli ve ehil bir değişim aktörünün veya aktörlerin, açıkçası…

Read More

TÜRKİYE’NİN YENİ BİR PERSPEKTİFE İHTİYACI VAR

Bugün Türkiye hükümet sistemi ve diğer siyasî kurumları, dış ilişkileri, adalet sistemi ve ekonomisiyle hastadır. Bu, ülkeyi yeni siyasî oluşumlara gebe yapan temel ve acı gerçektir. Ancak, tam da bu şartlarda gerçekte neye ihtiyacımız olduğunu iyi kavramalıyız: İhtiyacımız olan şey, kimin kimlerle nasıl bir oluşum içinde yer aldığını öğrenmekten önce, Türkiye için yeni bir kuşatıcı…

Read More

TÜRKİYE’DE AYDINLAR VE DARBELER

  Aydın ve Entelektüel “Aydın” kelimesinin farklı çağrışımları var. Kelime anlamı itibariyle, aydın “aydınlanmış kişi”yi ifade etmektedir, bu anlamıyla aydın eski “münevver” kelimesinin günümüz Türkçesine aktarılmış hali gibi durmaktadır. Bu anlamın, ayrıca, 18. yüzyıl Aydınlanma anlayışıyla yakın bir ilişkisi de var. Böyle bakıldığında, herhangi bir “aydınlanmışlık” değil, Aydınlanma Felsefesinden mülhem bir “aydınlanmışlık” kast edilir. Bu…

Read More

BABACAN-GÜL İKİLİSİ TÜRKİYE’Yİ NORMALLEŞTİREBİLİR Mİ?

  Ekrem İmamoğlu’nun 23 Haziran’da yeniden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı seçilip göreve başlamasından sonra siyasetin içine girdiği durgunluğu bozabilecek tek önemli olay, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de arkasında olduğu anlaşılan Ali Babacan’ın yeni bir parti kuracağının kesinleşmesi.  Bu konuda hazırlık yapan başkaları da var ama İmamoğlu’nun beklenen yeni siyasî girişimlerinden henüz bir eser yok. Hatırlanacağı…

Read More