SÖZÜN ÖLÇÜSÜ VE MEDENÎ SİYASET

Gündelik siyasetin dili her yerde az-çok problemlidir; genellikle olduğundan daha haşindir, yer yer kırıcı ve yaralayıcıdır. İlk bakışta tuhaf görünen bu olgunun ilk akla gelen nedeni, siyasî mücadelenin özünü, başarısı rakiplerin saf dışı bırakılmasına bağlı olan iktidar arayışının –iktidarı elde etme ve koruma arayışının- oluşturduğu gerçeğidir. Bir de, malum, iktidarın doğasında ona sadece sahip olanı…

Read More

MUHALEFETİN SAHİCİ BİR VİZYONU VAR MI?

AKP iktidarının yirminci yılında, bütün bir toplumun özgürlük, esenlik ve refahı, dirlik ve düzeni ve dünyadaki yeriyle ilgili olan hemen hemen her konuda Türkiye maalesef tam bir batağa saplanmış durumdadır. Onun için, siyasî iktidarın popülaritesinin azalmasında şaşılacak bir şey yok. Bu durumda, Erdoğan yönetiminin toplumsal desteğinin azalmasına paralel olarak muhalefetin yükselişe geçmesi, tabiatıyla bütün dikkatlerin…

Read More

LİBERAL TEMELLERDEN YOKSUN BİR DEMOKRASİ OLMUYORMUŞ

Türkiye çok-partili siyaseti ilk defa İkinci Meşrutiyet’in (nâm-ı diger, ‘’Hürriyet’’in) ilânını takiben 1909-1913 yılları arasında tecrübe etti. Enver Paşa’nın ‘’Bâbıali Baskını’’yla son bulan bu ilk denemeyi, Türkiye’nin daha sonra bir daha yakalayamadığı seviyede bir sivil ve siyasî örgütlenme çoğulculuğu karakterize ediyordu. Bu ilk çoğulcu siyaset denemesine son veren İttihat ve Terakki Cemiyeti onun yerine bir…

Read More

YENİ YIL DİLEKLERİ GERÇEKLEŞİR Mİ?

Mutat olduğu üzere, yılbaşı gecesinde hepimiz yeni yılla ilgili iyi dileklerimizi dile getirdik.  Eşe-dosta, sevdiklerimize, toplumumuza ve hatta bütün insanlığa sağlık ve mutluluk diledik; özgürlük diledik, barış diledik, refah diledik… Ama eğer ‘’şom ağızlılık’’ saymazsanız, hemen söylemek isterim: (İnsanlık bir şekilde COVİD afetinin üstesinden gelebilirse), belki sağlıkla ilgili olanı hariç, bu dileklerin hiç biri bu…

Read More

ÖZGÜRLÜKSÜZ ”DEMOKRASİ” DEMOKRASİ DEĞİLDİR

Günümüzde ‘’demokrasi’’ gerek günlük siyaset dilinin gerekse normatif siyasal teorinin en gözde kavramıdır. Hatta, normatif bağlamdaki kamusal siyasal söylemde ve akademik literatürde bu kavram o kadar merkezî bir konuma sahiptir ki, onu özgürlük, insan hakları, anayasal devlet, hukukun üstünlüğü, hatta adalet gibi siyasal ideallerin neredeyse hepsini içerecek şekilde veya onların her birinin yerine kullanmak yaygın…

Read More