BU HÂKİMLER ADALET DAĞITAMAZ

Birkaç gün önce bir hâkimin duruşma esnasında bir kadın avukatın etek boyunu ölçmeye yeltenmesi haklı olarak ülkede yaygın bir hoşnutsuzluk havası yarattı. Yargı sistemimizde hemen hemen her gün buna benzer tuhaflıklarla karşılaşıyoruz. Bunların en vahim olanları, bir bütün olarak Türkiye’nin hukuk ve yargı sisteminin ”adalet dağıtma”ya hiç de uygun olmadığını gösterenleri. Gerçi bu öteden beri…

Read More

EĞİTİMDE YENİ SİSTEM Mİ?

Türkiye’de öteden beri ilk ve orta öğretime hâkim olan zihniyetin öğrencilerin akıllarını özgürleştirmek, zihinsel becerilerini geliştirmek ve onları hayata hazırlamakla hemen hemen hiçbir ilgisinin olmadığı bilinmeyen bir şey değil. Bu sistem daha ziyade, gerekli-gereksiz bir sürü enformasyonu öğrencilerin zihnine boca etmeyi, onları şartlandırmayı ve onlara ideoloji aşılamayı hedef alıyor. Bu durum maalesef üniversite aşamasında da…

Read More

REİSÇİLİK YENİ BİR ŞEY DEĞİL

Ehlinin malûmu olduğu üzere, son yıllarda sadece basın-yayın dünyasında değil akademik camiada da tedavülde olan Türkiye hakkındaki literatürün bugünkü rejiminiz hakkında öne çıkardığı özellikler arasında ‘’popülist otoriterlik’’[i] ve ‘’kişiselcilik’’ (veya ”kişisel yönetim”) eğilimi başta gelmektedir. Özellikle siyasî sistemimizin kişiselci karakteriyle ilgili bilimsel teşhisin akademisyenlerin fildişi kulelerinden bakarak uydurdukları bir spekülasyon olmayıp, olgusal bir gerçekliğe tekabül…

Read More

ÖZGÜRLÜĞÜN DÜŞMANI: HİKMET-İ HÜKÜMET

Bu gazetedeki ilk yazımda özgürlüğü ‘’temel ihtiyaç’’ olarak nitelemiş ve özgür toplumun bazı özelliklerini açıklamaya çalışmıştım. Bugün aynı konuyu, merkezinde devletin failliğinin yattığı başka bir perspektifle ve Türkiye bağlamında yeniden ele almak istiyorum.  Bir toplumun özgürlüğü, şüphesiz, devletin nasıl örgütlendiğiyle ve hangi açık veya zımnî ilkelere dayandığıyla yakından ilgilidir. Başka faktörler sabit olmak kaydıyla, devletin…

Read More

LAİK DEVLET SEKÜLER SİYASET

Bugünkü Türkiye siyasetinin belirgin özelliklerinden biri din istismarıdır. Gerçi öteden beri din istismarı özellikle muhafazakâr siyasetçilerin rakipleri karşısında avantaj sağlamak için başvurdukları bir araç olmuştur. Ama ilk defa AKP iktidarı döneminde dinî değer ve sembollerin siyasî amaçlı kullanımı sınır tanımaz boyutlara ulaşmış ve hatta toplumsal barışı tehdit eder hale gelmiştir. Mamafih, siyasette dinî sembollere bir…

Read More

ÖZGÜRLÜK, HUKUK VE DEMOKRASİ

‘’Özgürlük, hukuk ve demokrasi’’ üçlemesi günümüzün sosyo-politik sistem idealinin özeti olarak görülebilir. Medenî bir toplumsal-siyasal hayat ancak en azından bu üç temel değer üzerine oturan bir sistemde mümkündür. Bununla beraber, bu üç değerin tek bir paket olarak sunulması ne bu değerlerin her zaman tam bir uyum içinde oldukları, ne de medenî bir sosyo-politik sistemin dayandığı…

Read More

TÜRKİYE NASIL NORMALLEŞİR?

Yazının başlığından anlaşılacağı gibi, bendeniz ülkemizin halihazırdaki siyasî durumunun normal olmadığını düşünüyorum: Kurumsal temelleri ve işleyişi ile Türkiye siyaseti epey bir zamandır hiç de normal değil. Neden böyle düşündüğümü uzun uzadıya açıklamam gerekir ama bir gazete yazısında bu kadar ayrıntıya giremeyeceğimden, burada meselenin ancak ana hatlarını ortaya koyabilirim. Evet, Türkiye siyaseti normal değil, çünkü en…

Read More

YENİDEN NORMALLEŞME: ZOR AMA İMKÂNSIZ DEĞİL

Türkiye’nin 2013 sonlarından itibaren içine girmiş bulunduğu ve 15 Temmuz’dan sonra iyice sıkışmış olan uğursuz kıskaçtan bir an önce kurtulmak zorunda olduğuna şüphe yok. Ne var ki, maalesef ufukta halâ bir ümit ışığı görünmüyor. Geçen ay yapılan Anayasa değişikliği referandumuna bağlanan ümitler de ne yazık ki sönmüş durumda. Ülkemiz gerçekten de zor günlerden geçiyor ve…

Read More

İKTİDAR TUTKUSU VE “BÜYÜK ADAMLAR”

Lord Acton’ın (1834-1902) meşhur vecizesini hemen hemen herkes bilir: “İktidarın yozlaştırma eğilimi vardır, mutlak iktidar ise mutlaka yozlaştırır.” Aslına bakılırsa, bu bağlamda “yozlaştırma” kelimesi yetersiz kalmaktadır. İngilizce orijinalinde düşünür “corrupt” fiilini kullanır ki bu aslında “tefessüh ettirme”, “bozma”, “saptırma”, “yoldan çıkarma” gibi anlamlara gelir. Böylece düşünür demiş oluyor ki, iktidar dediğimiz şeyde insanı yoldan çıkarma,…

Read More

EGEMEN DEVLETTEN SAHİCİ DEMOKRASİYE

  Yıllar önce Yeni Yüzyıl gazetesinde (1994) yayımlanan ilk yazımın başlığı şöyleydi: “Egemenlik: Çağdışı Bir Kavram”. Zamanla hukuk ve siyaset teorisi okumalarım devam edip te bu meselelere vukufum arttıkça egemenlik konusundaki düşüncem sarsılmak şöyle dursun, daha da güçlendi: “Egemenlik” kesinlikle bu çağın kavramı değil! Birçok kişinin aklına hemen “küreselleşme”nin sonuçlarıyla ilgili bir olguya işaret etmek…

Read More