ÖZGÜRLÜK, EŞİTLİK VE DEMOKRASİ

Siyaset teorisi literatüründe demokrasiden bir “ideoloji” olarak söz edildiği vaki olmakla beraber, demokrasiyi bir “felsefe” olarak nitelemek pek yaygın değildir. Zaman zaman onun bir “hayat tarzı” olduğu söylenirse de, demokrasi genellikle siyasi rejim türleri arasında ele alınır. Yine de, bir felsefe olarak demokrasiden değilse de, “demokrasinin felsefesi”nden bahsedildiği durumlar vardır. Ne var ki, bugün demokrasi…

Read More

MUHALEFETTEN NE BEKLEYEBİLİRİZ?

Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken siyasetteki belirsizlikler devam ediyor. Ne seçimlerin tam olarak ne zaman yapılacağı belli, ne de Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı… Bir önceki yazımda açıkladığım gibi, bu ikisi bir anlamda birbirine bağlı. Bence bunlardan daha önemli olan, muhalefetin nasıl bir strateji ve programla seçime gideceğinin belirsiz olmasıdır. Öyle görünüyor…

Read More

İNSAN ONURU, DİN VE AHLÂK

Ahlâk meselesini bir dinî Bayram gününde ele almanın Türkiye toplumu için çok anlamlı olduğu kanaatindeyim. Böyle düşünmemin birbirine bağlı olan başlıca iki nedeni var. İlk neden şudur: İtiraf edelim, biz pek de ahlâklı bir toplum sayılmayız. İskoç Aydınlanması düşünürleri, “insanları insiyakî olarak birleştiren ve toplum içinde onları incelik ve dostluk duygularıyla harekete geçiren” ahlâk duygusunun,…

Read More

TAYYİP ERDOĞAN ÜÇÜNCÜ DEFA CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLİR Mİ?

Malum, genel seçim eşiğinde olmamız birçok mesele yanında bir de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilip seçilemeyeceği sorununu gündeme getirmektedir. Bu konuda Anayasa hükümleri gayet açıktır: Anayasa’nın 101. maddesi bir kimsenin ‘’en fazla iki defa’’ cumhurbaşkanı seçilebileceğini belirtmektedir. Bu kurala yine Anayasa 116. maddesiyle bir istisna -tek bir istisna- getirmiştir. Buna göre, Cumhurbaşkanının ikinci döneminde TBMM…

Read More

DEVLET DEVLETLİĞİNİ YAPAR POLİS POLİSLİĞİNİ

Devlet dediğimiz fenomen aslında bir cebir organizasyonudur. Vaktiyle Max Weber bir siyasî birlik olarak devletin ancak kendisine mahsus olan araçla, yani fizikî güç kullanımıyla tanımlanabileceğini söylemişti. Buna göre de devlet, ‘’belli bir ülkede meşru fizikî güç kullanımında tekel iddiasını başarıyla sürdüren [örgütlü] bir insan topluluğu’’ demekti. Geçmişte yaşanmış ve halen yaşamakta olduğumuz sayısız olay devleti…

Read More

TEKÇİ HAKİKAT VE AKP’NİN DİNCİ-MİLLİYETÇİ OTORİTERİZMİ

Benim düşünüş tarzımı çok etkilemiş olan kitaplardan biri, 80’li yıllarda okuduğum Karl Popper’ın Türkçeye Tarihselciliğin Sefaleti (The Poverty of Historicism) olarak çevrilmiş olan ünlü eseridir. Bu eser tarihselci ve hakikat tekelcisi öğretilerin yanlışlığı konusunda bende bir aydınlanmaya yol açmıştı. Daha sonra Isaiah Berlin’in özgürlüğü tehdit eden determinist bir görüş olarak tarihsel kaçınılmazlık öğretilerini tartıştığı ‘’Historical…

Read More

Philip Bunn, ADAM SMITH, TECHNOLOGY, AND LIBERTY

Adam Smith is often called the father of capitalism. It is certainly true that Smith saw the good in a system of what he called “natural liberty,” where people were free to dispose of their resources and skills as they see fit in a market system. But a certain popular caricature of capitalism might lead…

Read More