DEVLETLERE İTAATLE YÜKÜMLÜ MÜYÜZ?

Devlete itaat yükümlülüğü, kısaca, sırf devlet bir şeyi emrettiği için ona itaat edilmesi gerektiği anlamına gelir. Siyasî itaat yükümlülüğü öğretisi kendi devletinin bütün yasalarına uymak için herkesin ahlâkî bir nedeni bulunduğunu ve bu nedenin hukukun muhtevasından bağımsız olarak bağlayıcı olduğunu söyler. İnsanlar genellikle devlete itaat etmeyi hayatın olağan akışının bir parçası olarak görürler. Oysa insanların…

Read More

TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU PARADİGMA DEĞİŞİMİNE BAĞLIDIR

Kabaca 2011 yılından itibaren ülkemizin hemen hemen her bakımdan bir gerileme sürecine girdiği ve 2017’de yapılan otoriter-başkanlıkçı Anayasa revizyonunun 2018 yazında yürürlüğe girmesinden sonra bu sürecin daha da hızlandığı maalesef bir gerçektir. Ülkemiz bu çıkmazdan elbette ancak barışçı-demokratik yoldan kurtulabilir. Fakat bunun için önce başlıca siyasî aktörlerin bu yönde sahici bir irade göstermeleri ve toplumun…

Read More

RIZAYA DAYANAN BASKICI YÖNETİM OLUR MU?

Başlıktaki soruyu ünlü siyaset teorisyeni John P. Plamenatz’ın (1912-1975) siyasî itaat yükümlülüğünü tartıştığı Consent, Freedom and Political Obligation (1968) adlı kitabındaki bir pasajdan uyarladım. Cevabını da esas olarak yine aynı kitaptan hareketle vereceğim. Baştan söyleyeyim: Evet, rızaya dayanan baskıcı yönetim mümkündür. Plamenatz’ın kendisi bu konuda şöyle yazıyor (s. 181): ‘’Devletler hiçbir zaman bugün olduklarından daha…

Read More

TERÖRİZM İSNADI ARTIK MASUM DEĞİLDİR

Aşağı yukarı 20. yüzyılın son onyıllarından itibaren devletlerin siyasî sözlüğünün gözde kavramlarından biri, belki de birincisi, ‘’terörizm’’dir. Terör ve terörizm kavramlarının günümüz devletlerinin gözünde bu ayrıcalıklı yere sahip olmasının başlıca iki nedeni var. Birincisi, bugün ‘’terörizmle mücadele’’ etmeleri -bu ister gerçek olsun, isterse sırf bir algıdan ibaret olsun- galiba devletlere en çok meşruluk sağlayan şeydir….

Read More

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN SONU MU?

Anayasa Mahkemeleri çağdaş liberal-demokratik sistemlerin vazgeçilmez unsurlarındandır. Sahici demokrasiler için bu mahkemeler başlıca iki nedenle vazgeçilmezdirler. İlk olarak, anayasa mahkemeleri yasama ve yürütmeyi kendi anayasal sınırları içinde tutmaya hizmet etmek suretiyle demokratik siyasal sistemlerin en önemli fren ve denge aracı olarak işlev görürler. Bu işlevin sınırsız güç peşinde koşan siyasî iktidar sahiplerinin hiç işine gelmeyeceği…

Read More

KANUN VE YASA

Geçen haftaki yazımda, bağımsız bir hukuk geleneğinin var olmadığı ve dolayısıyla hukukun esas olarak devlet tarafından üretildiği toplumlarda ‘’hukukun üstünlüğü’’nün gerçekleşmesinin, orada yasa yapımına ve uygulamasına ‘’doğal hukuk’’çu yaklaşımın ve/veya sahici ‘’hukuk fikri’’nin hâkim olmasına bağlı olduğunu anlatmaya çalışmıştım. Şimdi de o yazıdaki perspektifin günümüzde hukuk yapımının ana aracı olan ‘’kanun’’ kavramıyla ilgili sonucu üzerinde…

Read More