YOKSULLUĞU YENMENİN ANAHTARI SERBEST PİYASALARDIR: VİETNAM ÖRNEĞİ*

JON MILTIMORE Phung Xuan Vu kardeşiyle beraber yiyecek dağıtım merkezine gittiğinde tam sekiz yaşındaydı. Açlıktan karnı ağrıyordu ve endişeliydi; gıda karnesini kaybedeceğinden veya yiyecek dağıtan görevliler tarafından geri çevrileceğinden korkuyordu. Vu onlarca yıl sonra hatırlıyordu: ‘’Görevliler dostça değildiler. Buyurgandılar ve gücü ellerinde tutuyorlardı. Hakkımız olan yiyecek için yalvarmak zorunda olduğumuzu hissediyorduk.’’ Vu’nun ailesi, yerel standartlarla…

Read More

ANAYASACILIK VE DEMOKRASİ AÇISINDAN 1921 TEŞKİLÂT-I ESÂSİYE KANUNU

Anayasacılığın esas olarak modern[1] bir siyasî akım olması gibi, Türkiye’de de anayasacılık Osmanlı siyasî ‘’modernleşme’’sinin bir yan ürünü olarak ortaya çıkmıştır (Erdoğan 2020: 15-19). Türkiye’nin anayasal devlet olma girişiminin Osmanlı Meşrutiyetiyle başlayan yaklaşık bir buçuk asırlık bir tarihi var. Osmanlı döneminde Kanun-ı Esasî’yle (1876) başlayan bu gelişme seyrinde, literatürde genellikle ‘’anayasa’’ olarak anılan 1921 Teşkilât-ı…

Read More

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE GİRİŞ

Hukuk toplum halinde yaşamanın zorunlu bir unsurudur. ‘’Nerede toplum varsa orada hukuk (da) vardır’’ (Ubi societas ibi ius) şeklindeki ünlü Latin vecizesi bu gerçeğin yüzyıllar ötesinden gelen özlü bir anlatımıdır. Toplum her şeyden önce ortak yarar için bir işbirliği girişimidir. Öte yandan, farklılıklar içerdiği ölçüde toplum aynı zamanda bir çatışma potansiyeli de taşır. Dünya görüşleri,…

Read More

İYİ TOPLUM: HAYEK VE RAWLS

Giriş Kadim zamanlardan beri toplumsal ve siyasal felsefenin cevaplamaya çalıştığı büyük soruların başında ‘’İyi toplum nedir?’’ sorusu gelir. Bu soruya özgürlük, eşitlik, adalet, erdem, refah gibi kişilere göre değişen referans değerlere bağlı olarak farklı cevaplar verilebilir ve verilmiştir de. Elbette bu, verilen cevapların her zaman birbirinden büsbütün farklı toplum vizyonlarını temsil ettikleri anlamına gelmiyor. Çünkü,…

Read More

GÜNAH KEÇİSİ OLARAK NEOLİBERALİZM

I. Giriş ‘’Neoliberalizm’’ birkaç onyıldır akademik söylemin ve kamusal tartışmanın popüler kavramlarından bir durumunda olmakla beraber, terimin aslında neyi veya neleri ifade ettiği konusunda tam belirsizlik yaşanmaktadır. Başlangıç olarak kısaca denebilir ki, bu terim yaygın kullanımdaki anlamıyla günümüz Solunun küresel ölçekteki ‘’günah keçisi’’, aslında ise bir kamu politikaları önerisinin adıdır. Aşağı yukarı otuz yıl öncesine…

Read More

HAYEK ”KÖLELİK YOLU”NDA NE SÖYLEMİŞTİ?

GİRİŞ Geçen yıl 20. yüzyılın önde gelen iktisatçı ve sosyal teorisyenlerinden Friedrich A. Hayek’in ünlü The Road to Serfdom[1] (1944, Kölelik Yolu) adlı kitabının ilk yayımının 75. yılı idi. Bu vesileyle, başta ABD ve İngiltere’de olmak üzere düşünürün görüşlerini takdir eden çevrelerde kendisi eseri hakkında kimi anma ve saygı yazıları yayımlandı. Bana da bu yazıyı…

Read More

28 ŞUBAT SÜRECİ’NDEN REİSÇİ OTOKRASİYE

Silâhlı kuvvetlerin MGK bildirisi görüntüsü altında Refah-Yol hükümetine muhtıra verdiği 28 Şubat 1997 tarihinden buyana 23 yıl geçmiş.  Yakın yıllara kadar her 28 Şubat’ta bu olayı Türkiye’nin demokratik gelişimine vurulan bir darbe olarak hatırlıyor ve söz veya yazılarımızla kınıyorduk. İlginçtir, son birkaç yıldır iktidarın partizanları dışında pek kimse bu olayı hatırlamak ve hatırlatmak gereği duymuyor….

Read More

MODERNLİK BAĞLAMINDA İNSAN HAKLARI

I. GİRİŞ Modernlik esas olarak 17. yüzyıl “Bilimsel Devrimi” ile 18. yüzyıl “Aydınlanma” düşüncesinin etkileri altında Avrupa’da ortaya çıkan, dünyaya ve hayata eskisinden kökten farklı yeni bir bakışı ifade etmektedir. Bilim, yöntem ve doğa tasarımı anlamında modernliğin beşiği 17. yüzyıldır (Bumin 2003: 12). Bu yeni bakış veya zihniyet paradigması en başta şu kabulden yola çıkar:…

Read More

HUKUK VE ADALET

         “İşleri doğru yoldan yaparsak, muhtemelen doğru şeyi yaparız.”[1]  Lon Fuller  ”Usul esastan önce gelir.” Türk atasözü   1.GİRİŞ İnsanlar genellikle hukukun adaletle ilişkili olduğunu düşünürler. Nitekim, hukuk hakkında uzmanlık bilgisine sahip olmayan insanlar bile hukukla adalet arasında kopmaz bir ilişki olduğunu varsayarlar. Bu arada, sözgelişi Friedrich A. Hayek de “insanların bir hukuk düzenini…

Read More

”VEKÂLETEN DEMOKRASİ” İLE VEKÂLETEN OTOKRASİ ARASINDA TÜRKİYE

  Giriş Türkiye’nin yüzyıldan biraz fazla süre önce başlamış olan demokratikleşme çabaları bugüne kadar maalesef kurumsallaşmış ve pekişmiş bir demokratik rejimle sonuçlanmış değildir. Pekişmiş bir demokrasiye ulaşmak şöyle dursun, Türkiye’nin demokratikleşme girişimi sık sık sivil destekli askerî müdahalelerle kesintiye uğramış, öyle olmadığı zamanlarda da kurumsallaşmış bir vesayet rejiminin cenderesine mahkûm olmuştur. Eklemek gerekir ki, vesayet…

Read More