YENİ ANAYASA İÇİN İNSAN HAKLARI GÜNDEMİ

1. Genel Olarak Anayasa Yapımı Anayasa yapımı, genellikle sanıldığının aksine, öncelikle teknik-hukuki bir iş değildir. Şüphesiz, anayasa yapmanın genel olarak hukuk özel olarak da anayasa hukuku alanında uzmanlık bilgisi gerektiren teknik bir yanı vardır. Ne var ki, anayasanın kendisi hukuki olmaktan önce siyasi bir metin olduğundan, anayasa yapmanın teknik hukukçuluğu aşan siyasi bir boyutu vardır…

Read More

AKILCILIK, ÇOĞULCULUK VE HOŞGÖRÜ

Yıllar önce, sanırım 1984 veya 1985 olmalı, ‘Aklın Yolu Bir Değildir’ diye bir yazı yazmıştım. Monist (tekçi) toplumsal-siyasal tasavvuru eleştirdiğim o yazı aslında benim için çoğulculuğa bir girişti. Birkaç yıl sonra Isaiah Berlin okumaya başladığımda, onda benim sezgisel olarak ulaştığım bu görüşün doğrulamasını bulduğum için sevinmiştim. Isaiah Berlin fikirler tarihiyle ilgili eserlerinde, ısrarla, ‘doğru’nun -dolayısıyla…

Read More

AYDINLANMA, BİLİM VE BAĞNAZLIK

Günümüzün “kolaydan” aydınlanmacılarını en çok heyecanlandıran söz, malum, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözüdür. Türkiye’de her ne kadar birçoklarınca hala aydınlanmanın mottosu gibi algılanmaya devam etse de, 19. yüzyılın ruhunu yansıtan bu sözün insani varoluş bakımından değeri bugün için çok azalmıştır. Daha doğrusu, hiç bir çağda insanlık durumuna uygun değildi bu söz; sadece, belli bir…

Read More

YENİDEN ASIL GÜNDEM: ÖZGÜRLÜK, BARIŞ, ADALET VE REFAH

  Son yıllarda rejim tartışmaları, “28 Şubat Süreci”nde olduğuna benzer şekilde, Türkiye’de kamusal tartışmanın odağında yer almaktadır. “Anayasa değişikliği” adı altındaki bir oldu-bitti ile AKP’nin geçen ay başlattığı hem hükümet sistemini hem de rejimin niteliğini değiştirme girişimi bu tartışmaların daha yoğun bir şekilde yapılmasına yol açmakla kalmadı, diğer önemli sorunları da gündem dışına itti. “Diğer…

Read More

VESAYETİN DÜNÜ-BUGÜNÜ

Bu satırların yazarının da içinde yer aldığı Türkiye’nin siyaset ve anayasa teorisyenlerinin en azından bir kısmının 1990’lı ve 2000’li yıllar boyunca siyasî rejimimizin tahlilinde en çok başvurdukları kavramlardan biri, hatırlanacağı gibi, “vesayet” idi: Cumhuriyet’le birlikte Türkiye bürokratik-Kemalist bir vesayet rejimi altına girmişti ve bir türlü tam olarak demokratikleşememesinin temel nedeni de en başta buydu. Aşağı-yukarı…

Read More

LİBERAL TUTARLILIK MESELESİ

  “Liberaller”in güncel siyasete ilişkin olarak nasıl bir pozisyon aldıkları ve bu pozisyon alışların ilkesel bakımdan tutarlı olup olmadığı öteden beri sorgulanır. Bu bağlamda hem liberallerin kendi referans çerçeveleriyle tutarlı davranıp davranmadıkları, hem de daha genel olarak ahlâkî tutarlılıklarını koruyup korumadıkları sorgulanmak istenir. Birincisinde liberal ilkelerden, ikincisinde ise ahlâkîlikten sapma olup olmadığının tespiti söz konusudur….

Read More

LİBERALİZM GERİLİYOR MU?

I. Geçenlerde, kendisi de liberal eğilimli olan bir arkadaş günümüzde liberalizmin dünyanın her yerinde gerilemekte olduğunu ve bunun neden ileri geldiğini merak ettiğini söyledi. Bu denemede bu soruya bir cevap vermeye çalışacağım. Ama önce, liberalizmin gerilemekte olduğuna ilişkin gözlem hakkında birkaç söz söylemem gerekiyor. Liberalizmin günümüzde gerilemekte olduğu, bana göre kısmen doğru kısmen yanlış bir…

Read More

BAŞKANLIK SİSTEMİ, LATİN AMERİKA TECRÜBESİ VE TÜRKİYE

GİRİŞ Aşağı yukarı son kırk yıldır Türkiye’nin siyasî gündeminden hükümet sistemi tartışmaları hiç eksik olmadı. Bu tartışma 70’li yılların sonlarından buyana, esas itibariyle, parlamenterizme karşı başkanlık veya yarı-başkanlık sistemi ekseninde gerçekleşti. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesini öngören 2007 tarihli Anayasa değişikliği her ne kadar o sıralar yaşanan bir “anayasa krizi”ne cevap olarak ortaya çıktıysa…

Read More

AKP’NİN ANAYASASINA DAİR

Adalet ve Kalkınma Partisi nihayet beklenen hamlesini yaparak, Anayasa değişikliği teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sundu. Teklifin ana amacı Tayyip Erdoğan’nın gönlünde yatan başkancı rejimi anayasallaştırmak olmakla beraber, bu vesileyle Anayasa’da başka değişiklikler de yapılmak isteniyor. Bu değişikliklerin ne yazık ki az bir kısmı iyi yönde. Önce doğrudan doğruya hükümet sistemiyle ilgili olmayan bu değişikliklerin…

Read More

BAŞKANLIK SİSTEMİ VE TÜRKİYE’YE UYARLANABİLİRLİĞİ

I. Başkanlık sistemi, bilindiği gibi, bir “hükümet sistemi” modelidir. Hükümet sistemleri bize bir devlette, esas olarak, yasama ve yürütme fonksiyonlarının, bu fonksiyonlara karşılık gelen yetkilerin ve onları yerine getirecek olan organların nasıl organize edildiklerini ve bu organların birbirleriyle ilişkilerinin nasıl düzenlendiğini gösterirler. Anayasa ve siyaset teorisinde aşağı yukarı 1970’ler sonlarına kadar, başlıca üç hükümet sistemi…

Read More